- ağarmış
- f. sif.1. Ağ olmuş, tamamilə çallaşmış. Ağarmış baş, saqqal. – Gəldiyev nəzərini kişinin ağarmış saçlarına salmışdı. M. C..2. Bozarmış, solmuş, rəngi dönmüş, rəngi çevrilmiş. Ağarmış parça.
Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti. 2009.
Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti. 2009.
Агармыш — укр. Агармиш крымскотат. Ağarmış Координаты: Координаты … Википедия
ak pak — sf. 1) Bembeyaz, temiz, parlak Ak pak gerdanı, bileziklerle dolu kolları ile görürüz Fahriye ablayı. N. Cumalı 2) mec. Saçı sakalı ağarmış … Çağatay Osmanlı Sözlük
akçıl — sf. Rengini atmış, ağarmış, içinde ak renk bulunan Buruşuk, akçıl donlu bir bedevi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaz boyaması — is. En son işlem olarak gaz yağına sokularak boyaları sabitleştirilmiş olan başlık, baş örtüsü Yol yol ağarmış saçlarını gaz boyamasının altına saklamış. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sertleşmek — nsz 1) Sert bir durum almak, katılaşmak Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti. R. N. Güntekin 2) Gücü artmak, zorlu bir durum almak İklim sertleşti. 3) mec. Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşra — is. Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık Taşrada öğretmenlik ede ede saçı başı ağarmış, tatlı sözlü bir adamdı. Halikarnas Balıkçısı Birleşik Sözler taşra ağzı … Çağatay Osmanlı Sözlük
az buz olmamak — bir şey azımsanacak kadar olmamak Saçlarının tamamı ağarmış. Az buz değil üç yılı doldurduk birlikte. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki kat olmak — iki büklüm olmak Ali, birdenbire zayıflamak, birdenbire saçlarını ağarmış görmek, birdenbire belinde müthiş bir ağrı ile iki kat oluvermek, hemen yüz yaşına girmiş kadar ihtiyarlamak istiyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
zâl — (F.) [ لاز ] saçları ağarmış, ihtiyar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
şeyb — ə. 1) ağarmış saç saqqal; 2) qocalıq … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti